The tab mapper is a handy little tool that will render a guitar tab file with graphic chord diagrams displayed alongside. This comes in handy for people who just don't have every single chord shape memorized. Just plug in the web site address of a valid .tab or .crd file and hit "Go". In general, the tab mapper does a better job with printer friendly URLs. If there is more than one way to play a chord, the tab mapper will choose the most common shape. To see other fingerings, click on the chord diagram and you will be taken to the chord calculator.
Original file located @ https://abarkot.blogger.ba.
Show me scales that sound good with the chords in this song: A.
Fars Edebiyat??n?n en büyük ?airlerinden ?irazl? Sadi (Sa?dî-i ?irâzî), Türk yazar ve ?airlerin de çok etkilendi?i isimlerden biridir. Baz? kaynaklar onu Firdevsî ve Hâf?z?la birlikte Fars Edebiyat??n?n üç büyük isminden biri olarak görürler. Ortaça???n ilim ve kültür merkezlerinden ?iraz?da do?mu?tur.
Do?um tarihi konusunda görü? birli?ine var?lamasa da 1184 y?l?nda do?du?u san?lmaktad?r. As?l ismi bilinmemektedir. Babas? atabek Sa?d bin Zengî?nin hizmetinde bulundu?u için Sadi mahlas?n? kullanm??t?r. Genç ya?ta babas?n? kaybetti?ini, ?Çocuklar?n ?st?rab?n? bilirim. Çocuklu?umda babam? kaybettim? beyiti ile anlat?r.
Çocuklu?unun ilk y?llar?n? ?iraz?da geçiren Sadi, ilk tahsilini de orada yapm??t?r. Mo?ol istilas?na rastlayan bu dönemde ?iraz?dan kaçarak Ba?dat?a göç eder ve tahsiline devrin en önemli e?itim kurumu olan Nizamiye Medreseleri?nde devam eder.
Tahsiline devam ederken devrin büyük mutasavv?flar?ndan ve ulemas?ndan yararlanan Sadi, gençlik ça??ndan sonraki y?llarda sürekli seyahat eder ve maceral? bir hayat sürer. Onun ya?ad??? dönemde ?ran, Mo?ol hakimiyeti alt?nda harap olmu? durumdad?r. Sadi?nin Ortado?u, Arabistan ve M?s?r?? gezdi?i rivayet edilir. Sadi, ?am?da iken Haçl?lara kar?? Türk-?slam ordular?nda sava?m??t?r. Hatta H?ristiyan kuvvetlere esir dü?er, y?llarca a??r istihkam i?lerinde çal??t?r?l?r. Sadi?nin bilgisine hayran kalan Suriyeli bir tacir, onu fidye ile sat?n alarak esaretten kurtar?r ve k?z?yla evlendirir. Ancak e?inin kendisine kötü davranmas?na dayanamayan Sadi, en sonunda evini terk eder, Anadolu?yu Çin?i ve Hindistan?? gezdikten sonra memleketi ?iraz?a döner. 1256?da memleketine dönen Sadi, ölümsüz eserlerini kaleme alm??t?r. 1292 y?l?nda ?iraz?da ölmü?tür. Mezar? ?iraz?a yak?n Sadiyye?dedir.
Sadi?nin as?l ünü, mesnevi türünün en büyük üstatlar?ndan biri olmas?ndan ileri gelir. Eserlerinin toplam? yirmiyi geçmektedir. Bostan, Gülistan, Akl u A?k, Takrîr-i Dibace, Nasihatü?l-Mülûk öne ç?kan eserlerindendir. Do?u edebiyat?na büyük etkisi olan Sadi?nin eserleri, ölümünden sonra Ahmed b. Ebubekir taraf?ndan külliyat olarak bas?lm??t?r. 16 kitap 6 risaleden olu?an Külliyat Bisütun diye tan?n?r.
Sadi?nin as?rl?k ömrün imbi?inden süzülen ?iir ve hikayelerinde, mutlulu?u, mutlulu?a ula?man?n yollar?n? ö?retme çabas? gözükür. Ölümün kol gezdi?i bir ça?da, Mo?ol ak?nlar?n?n yüreklere korku sal?p insanlar?n genç, ihtiyar, çoluk çocuk demeden öldürüldü?ü, devletlerin tarih oldu?u, ?ehirlerin ya?malan?p kütüphanelerin yak?ld???, az?klar?n ve umutlar?n tükendi?i bir ça??n insan?d?r. Onun üstlendi?i, Mevlana Celâleddîn-i Rûmî ve Hac? Bayram-? Veli?nin Anadolu?da Haçl? Seferleri s?ras?nda halk? iç dünyalar?na yönlendirmelerine benzer bir görevdir. Bu görev sava??n egemen oldu?u d?? dünyadan bar???n egemen oldu?u iç dünyaya yönelmek, huzuru içte aramak, yaral? kalplere merhem olmaya çal??makt?r. Sadi?nin anlatt??? saadet, sadece maddenin, suretin huzuru de?ildir. Dünyada elde edildikten sonra ölümle kesilmeyen, ölümün ötesinde de devam eden saadettir, ruhun ve manan?n saadetidir.
Bostan, 1257 y?l?nda Ebubekir bin Said bin Zengi?ye atfen yazd??? eserdir. Bostan güzel yer anlam?na gelmektedir. Eserin tamam? manzumdur. ?ran Edebiyat??n?n en büyük eserlerindendir. Münacaat ve naat ile ba?lar. Ard?ndan dört halifeye övgüden sonra, eserin yaz?l?? sebebi ve tarihi yaz?lm??t?r. Ebubekir bin Sad bin Zengi?ye methiyenin ard?ndan, eser on bölüm halinde devam eder.
Sadi bu eseri yazma sebebini ?öyle aç?klar: ?Dünyan?n her taraf?n? gezdim dola?t?m, çokça insan tan?d?m? Bununla beraber ?iraz??n temiz insanlar? gibi mütevaz? insan görmedim? Bu insanlar?n muhabbeti beni ?am?dan, Rum illerinden çekti, art?k ?iraz?a dönmek istedim. Fakat buralardan dönerken dostlar?m?n yan?na eli bo? dönmek çok a??r?ma gitti. M?s?r?dan dönenler gittikleri yere M?s?r ?ekeri götürürler, ben ise eli bo? dönüyorum. Dostlar?ma ?eker götüremiyorsam da ?ekerden daha tatl? sözler götürece?im dedim ve bununla teselli buldum. Ne yazaca??m? dü?ündüm ve tertibini yazd?m. Dü?ündü?üm ?eyden adeta güzel bir saray oldu ve o saraya on kap? yapt?m.?
?Çirkin tabiat, adam? cehenneme götürür. Çünkü iyi huy cennetten gelmi?tir. Tek ?rmak kenar?ndan s?cak su iç de ek?i suratl?n?n so?uk gül ?erbetini içme. Yüzü sofra gibi karmakar???k olan bir adam?n ekme?ini tatmak haramd?r.
Yüksek bir makamda m?s?n? Akl?n ba??nda oldukça bir dü?küne gülme. Nice ayakta duranlar ayaktan oldular da onlar?n yerlerini dü?künler ald?lar.
Tüccarlar? ?s?r?p zehirleyen bir padi?ah, halk?na ve orduya kar?? iyilik kap?s?n? kapam?? say?l?r. ?nsanlar onun ç?kard??? kötü adetlerin velvelesini duyduktan sonra oraya giderler mi?
Ey ak?l sahibi, gül ile diken beraberdir. Niçin dikenle u?ra??yorsun? Sen gül demetle. Kimin yarat?l???nda bu çirkin tabiat varsa, tavusta o çirkin ayaktan ba?ka bir yer göremez.? (Bostan, Çeviren: Hikmet ?layd?n)
1258?de yazd??? Gülistan?da bulunan naz?m ve nesirle yo?rulmu? k?sa hikayelerinde ise, Sadi?nin seyahatlerinde elde etti?i bilgi ve birikimler insana yol gösterecek evrensel de?erlerle yo?rulmu?tur. Sekiz bölümden olu?maktad?r: Padi?ahlar?n Gidi?i, Dervi?lerin Ahlak?, Kanaatin Üstünlü?ü, Susman?n Yararlar?, A?k ve Gençlik, Dermans?zl?k ve Ya?l?l?k, Terbiyenin Etkisi ve Sohbet Âdâb?. ?irazl? Sadi, hayat? anlama, do?ru ve düzgün ya?ama konusunda insana ???k tutmas?n? ümit etti?i bu bölümleri birer cennet kap?s? gibi görür ve okuyucuyu s?kmamak ad?na kitab?n düzeni ve bölüm ba?l?klar? konusunda k?sa anlat?m? ye?ledi?ini belirtir.
Sadi?nin bu eseri yazma sebebi Gülistan?da ?öyle anlat?l?r. Sadi, bir dostunun çok zengin gül bahçesine ziyarete gitmi?tir. Orada dostu gülleri ile iftihar ederken, Sadi bu güllerin geçici oldu?unu as?l ve kal?c? güller edinmemiz gerekti?ini söylemi?tir. Ve orada Sadi içinde as?rlarca solmayan taptaze güller olacak bir bahçeyi, yani Gülistan?? yazaca??n? söyler. Gülistan, Bostan gibi münacaat ve naat ile ba?lar ve eserin ithaf edildi?i Ebu Nas?r o?ul Fahreddin?e methiye ile devam eder.
?Bar???k olmak istersen dü?manla, ard?ndan kötü sözler etse de, sen onun yüzüne kar?? iyi ?eyler söyle. ?nsanlar? inciten, diliyle incitir ya; sen de ac? sözler duymak istemezsen, iyilikle tatland?r onun a?z?n?.?
?Büyük ?skender?e sordular:
? Do?udaki ve bat?daki ülkeleri ne ile ald?n? Önceki padi?ahlar?n hazineleri, topraklar? ve askerleri seninkinden fazlayd?. Yine de bu kadar fetih yapmak onlara nasip olmam??t?r.
? Tanr??n?n yard?m?yla ald???m ülkelerin halklar?n? incitmedim ve padi?ahlar?n? iyilikle yâd ettim.?
?yi bilmiyorsan sözünün do?rulu?unu
Onu söylemek için açma sak?n a?z?n?.
Do?ru söyleyip dü?eceksen zindana,
Kurtulmak için zindandan, söyle sen yalan.
(Gülistan, Çeviren: Mehmet Kanar)
As?l ad? Hâce ?mam Ömer el-Hayyâmî, yahut Hayyâm en-Nî?âburî olan Ömer Hayyâm, 12. yüzy?l Fars topraklar?nda do?ar. 1039 ? 1048 y?llar? aras?nda Horasan eyaletinin merkezi Nî?âbur?da do?an Ömer Hayyâm, ö?renimini ve hayat?n?n büyük bir k?sm?n? orada ve Semerkant?ta geçirmi?tir.
Ömer Hayyam?dan Ders Al?nacak 25 Rubai isimli yaz?m?z? da okuman?z? öneriyoruz.
Hayyâm kelimesi ota? veya çad?r yap?mc?s? anlam?na gelmekle birlikte, onun ?ran?da yerle?mi? Arap as?ll? Hayyâmî kabilesine mensup olabilece?i de dü?ünülmektedir. Ömer Hayyam??n bu mahlas?n? içeren rubaileri de söz konusudur.
Khudadad Azara, Omar Khayyam
Hayyam! Tenet be hayme mimand rast
Sultan ruh est ve menzile? dar-? -fenast
Ferra?-? ecel zi behr-i- di?er menzil
Ez pâ fkend hayme ki Sultan ber hast
(Tercümesi: Hayyam! Senin vücudun tamamen bir çad?ra benzer. Çad?rda Sultan, ruhtur ve onun menzili ahirettir. Ecel hizmetkar? di?er bir menzil için sultan kalkt? diye çad?r? kökünden y?kt?.)
Mimmo Frassineti, Portrait of Omar Khayyam
Kendisine büyük ilgi gösteren Selçuklu sultanlar?n?n, Vezir Nizâmülmülk?ün saraylar?nda görev yapmaktan ho?lanmayan Hayyâm, bilimsel ara?t?rmalara adanm?? sakin bir hayat? seçerek, zaman zaman Semerkant, Buhara, Belh ve ?sfahan gibi bilim ve sanat merkezlerinde dola?may? tercih etmi?tir. Semerkant?ta iken Ebû Tâhir isminde yüksek makam sahibi bir memurun himayesine girmi?tir. Hayat?n?n son demlerini Nî?âbur?da geçiren Hayyâm??n, net bir tarih olmamakla birlikte 1123 ? 1132 y?llar? aras?nda 85 ya?lar?nda öldü?ü tahmin edilmektedir.
Selçuklu sultan? Melik?ah ba?ta olmak üzere, zaman?n?n hükümdarlar?ndan büyük yak?nl?k gören Hayyam??n, ünlü devlet adam? Nizamülmülk ve Bat?nilerin kurucusu Hassan Sabbah?la okul arkada?? oldu?u iddia edilir. Bu fikre kar?? ç?kanlardan Abdülbaki Gölp?narl?, Hayyam ve Rubaileri isimli kitab?nda ?Hayyam??n Nizamülmülk ve Hasan Sabbah ile ders arkada?? oldu?u hakk?ndaki rivayet, tamam?yla uydurmad?r. Nizamülmülk 1017?de do?mu?, 1092?de bir Bât?ni taraf?ndan öldürülmü?tür. Hasan Sabbah Alamut?u 1090-1091?de ele geçirmi?, 1124?te ölmü?tür.? der.
Suhas Tavkar, Relief Drawing of Omar Khayyam
Bir alim ve filozof olan Ömer Hayyâm, cebir, geometri, astronomi, fizik ve t?pla ilgilenmi?, müzikle u?ra?m??, ayr?ca ad?n? ölümsüzle?tiren rubâîlerini kaleme alm??t?r. Ali b. Zeyd el-Beyhakî, Hayyâm??n haf?zas?n?n fevkalade kuvvetli oldu?unu, dil, f?k?h, tarih ve k?raat sahalar?nda geni? bilgisi bulundu?unu, matematik, t?p ve di?er ilimlerde e?siz oldu?unu söylerken, Necmeddîn-i Dâye onun hakk?nda bahts?z bir filozof, Allahs?z ve maddeci der.
Hakk?nda söylenen ve yaz?lan yorum ve de?erlendirmelerin ço?u olumsuz olmas?na ra?men, cebir, geometri, astronomi, fizik ve t?p alanlar?n?n yan? s?ra özellikle rubâî naz?m ?ekliyle kaleme ald??? manzumeleriyle ?öhret bulan Ömer Hayyâm, Fars Edebiyat? tarihinin en fazla irdelenen ve merakla ara?t?r?lan simalar?ndan biridir.
Jay Hambidge, At the Tomb of Omar Khayyam
Bir geldi mi derin ölüm uykusu,
Biter bu dünyan?n dedikodusu.
Ölenden bir haber bekler insanlar:
Ne söylesin? Bilmez ki ne oldu?unu!
Ferman sende, ama güzel ya?amak bizde:
Senden ay???z bu sarho? halimizde.
Sen insan kan? içersin, biz üzüm kan?:
?nsaf be sultan?m, kötülük hangimizde?
(Çeviri: Sabahattin Eyübo?lu)
Elbette böylesi bir ismin, Osmanl? dönemi Türk Edebiyat??nda etkisinin olmad??? dü?ünülemez. Pek çok Osmanl? ?airinin manzumelerinde Ömer Hayyâm??n kendine yer buldu?u, yakla??k olarak 16. yüzy?ldan itibaren divan ?airlerimiz taraf?ndan tan?nan, örnek al?nan ve ilham kayna?? olarak kabul edilen bir ?ahsiyet oldu?u görülür.
Edmund Dulac, All Are But Stories (The Rubaiyat of Omar Khayyam)
Ömer Hayyam??n matematik alan?nda çok önemli bulgular? vard?r. Cebir, paralel çizgiler teorisi ile orant? ve say?lar teorisinde kendisinden önceki matematikçileri geride b?rakarak harf ve i?aretlere dayal? teoriler geli?tirmi?tir. Ömer Hayyam, Risale-i Cebr adl? eserinde Yunan matematikçi Öklid?in kitaplar?ndan bahsetti?i gibi, ikinci derece denklemlerin geometrik çözümlerine yer vermi?tir.
Hayyam birinci, ikinci ve üçüncü derece denklemleri s?n?fland?ran ilk ki?i olmu?tur. Baz? yazarlar, üçüncü derece denklemlerinin Yunanl? bilginler taraf?ndan çözüldü?ünü söylerler. Ancak Ömer Hayyam??n Cebr ve Mukabele adl? eserini ilk kez 1851 y?l?nda yay?nlayan Franz Woepcke, eserin giri? k?sm?nda bu varsay?m?n do?ru olmad???n? ifade eder ve Yunanl?lar?n eserlerinde cebir ile ilgili herhangi bir ize rastlanmad???ndan, onlar?n üçüncü derece denklemleri çözdü?ü söylenemez der.
(a+b)n ifadesindeki (n) tam say? oldu?u zaman, aç?n?m?n katsay?lar?n? ilk defa Ömer Hayyam tablo halinde vermi?tir. Ondan alt? yüzy?l sonra ya?ayan Newton ve Pascal?a mal edilen binom formülünü de kendisi bulmu?tur. Hayyam, ayr?ca geometride Öklid postülalar? (ispat dilmeye gerek duyulmadan do?ru olarak benimsenen önerme) üzerine çal??malar yapm?? ve ?talyan Giovanni Girolamo Saccheri?den alt? yüz y?l önce Öklid d??? geometrilerin ilk i?aretlerini vermi?tir.
Ömer Hayyam??n, gümü? ve alt?n gibi de?erli madenlerin ala??mlar?n?n safl???n?n ölçülmesi ve yakut, zümrüt gibi de?erli ta?lar?n safl???n?n belirlenmesi konusunda da çal??malar? bulunmaktad?r. Bu konuda Hayyam??n da Ar?imet kanununa dayal? su terazisi hesap ve tasar?m çal??malar? vard?r. Ayr?ca hava ve iklim de?i?meleri ile ilgili olarak meteoroloji konusunda da çal??ma ve uygulamalar yapt??? bilinmektedir.
Amit Thakurta, Omar Khayyam ? Rubaiyat 1
Ömer Hayyam??n astronomi alan?ndaki yo?un çal??malar?, büyük vezir Nizamülmülk?ün tavsiyesi üzerine, onun Selçuklu Sultan? Melik?ah taraf?ndan 1074 y?l?nda saltanat?n ba?kenti ?sfahan?a daveti ile ba?lam??t?r. Sarayda müneccimba?? makam?na atanan Hayyam, di?er davetli gökbilimcilerle birlikte k?sa sürede ?sfahan gözlemevini kurmu? ve 1079 senesinde Celali veya Melik?ah Takvimi olarak bilinen takvimi haz?rlam??t?r. Bu takvime göre 1 y?l 365 gün 6 saat olarak kabul edilmi?tir. Bu takvim günümüzde kullan?lan Gregoryen takviminden daha do?rudur. Çünkü Gregoryen takviminde hata yakla??k 3300 y?lda 1 gündür. Hayyam??n takviminde ise 1 günlük hata yakla??k 4500 y?lda olu?maktad?r.
Hayyam??n, matematik ve fen bilimleriyle ilgili eserlerini ?öyle özetleyebiliriz:
1) Risâletun fi?l-berâhîni ?alâ mesâili?l-cebri ve?l-mukabeleti (Cebir ve Mukabele Problemlerinin Çözümleri Hakk?nda Kitap): Hayyam??n matematik alan?nda yazd??? en ayr?nt?l? ve en önemli eseridir. Bu eserin baz? elyazmalar? Fransa?da Paris Milli Kütüphanesi, Amerika?da Columbia Üniversitesi Kütüphanesi, Hollanda?da Leiden Kütüphanesi ve ?talya?da Vatikan Kütüphanesi?nde bulunmaktad?r.
2) Risâletun fî k?smeti rub?i?d-dâireti (Dairenin dörtte birinin bölünmesi ile ilgili kitap): Dairenin dörtte birinin bölünmesi konusunda Arapça olarak kaleme ald??? bir risaledir.
3) Risâletun fî ?erhi mâ e?kele min musâderâti kitâbi Oklidis (Öklid?in eserindeki güç problemlerin aç?klamalar? hakk?nda kitap): En az cebir ve mukabele kitab? kadar önemli olan bu risalede (küçük kitap) Hayyam, Öklid?in kitab?nda bulunan güç problemlerini aç?klamaktad?r. Bir mukaddime ve üç makaleden olu?an bu risalede, eski Yunan ve son dönem ?slam çal??malar?n?n eksiklik ve yanl??l?klar?ndan da söz etmektedir.
4) Risâletun fi?l-ihtiyâli li ma?rifeti mikdâreyi?z-zehebi ve?l-f?ddati fî cismin murekkebin minhumâ (Alt?n ve gümü?ten olu?an bir cismin, olu?tu?u bu maddelerin miktar?n? belirleme ilkeleri hakk?nda kitap): Arapça olarak kaleme al?nan bu eser, Mizânu?l-Hikmeti ad?yla da an?lmaktad?r. Bu risalenin tamam?n?n Hayyam?a ait olup olmad??? konusu kesin olarak bilinmemektedir. Bu eserde, Ar?imet?in kat? bir cismin kendisinden daha dü?ük yo?unlukta bir s?v?ya dald?r?ld???nda, kat? cismin a??rl???n?n, yerini ald??? s?v?n?n a??rl??? kadar azalaca??n? belirten ilkesi aç?klanmaktad?r.
5) el-Kavlu ?alâ ecnâsi?l-lezî bi?l-erba?a (?Tetrachord? (dörtlü dizi) Hakk?nda Söz): Müzik konusunda Arapça olarak yaz?lan bu risalede, frekanslar ve dört noktadan olu?an yar?m oktavl?k akor hakk?nda bilgi verilmektedir.
Ömer Hayyam??n Ni?abur?daki türbesi
Ömer Hayyam?dan biri Farsça ve dördü Arapça olmak üzere be? felsefî eser günümüze kadar ula?m??t?r. Hayyam, felsefi eserlerinde iki önemli noktaya de?inmektedir. Birincisi, bu eserleri ya bir soruya cevap olarak ya da birisinin iste?i üzerine kaleme alm??t?r. Ba?ka bir ifadeyle Hayyam, felsefi eserlerini, matematik ile ilgili eserlerinde oldu?u gibi isteyerek de?il, zorunlu olarak yazm??t?r. Bu nedenle, Hayyam??n matematikçilik yönünün felsefecilik yönünden üstün oldu?u söylenebilir.
1) Tercume-i Hutbetu?l-?errâ-yi ?bn Sinâ (?bn Sina?n?n Hutbetu?l-Garra Adl? Eserinin Çevirisi): Hayyam, ?sfahan?da bulundu?u s?rada baz? dostlar?n?n iste?i üzerine ?bn Sina?n?n Hutbetu?l-Garrâ adl? eserini Farsça?ya çevirmi?tir. ?bn Sina?n?n bu eseri, Tanr??n?n tek olu?u ve yarat?l?? konular?n? ele almaktad?r.
2) Risâletun fi?l-kevni ve?t-teklîfi (Yarat?l?? ve insan?n kulluk görevleri hakk?nda kitap): Hayyam, 1080 y?l?nda Arapça olarak kaleme ald??? bu risalede, Fars bölgelerinden birisinin kad?s? ve ayn? zamanda ?bn Sina?n?n ö?rencisi olan ?mam Ebû Nasr Muhammed bin Abdurrahîm Nesevî?nin sorular?na cevaplar vermektedir. Kaynaklardan anla??ld???na göre Hayyam bu tarihlerde ?iraz?da Fars Kad?lar Kad?s? Ebû Tâhir?in yan?nda bulunuyordu.
3) Zaruretu?t-Tezâddi fi?l-?âlemi ve?l-cebri ve?l-bekâ?i (Dünya, zorunlu kadercilik ve ebedîlikteki z?tl?klar?n mecburi olu?u): Risâletun fi?l-kevni ve?t-teklîfi?nin devam? niteli?inde olan bu eser, Ebû Nasr Muhammed bin Abdurrahîm Nesevî?ye hitaben Arapça olarak kaleme al?nm??t?r. Ebû Nasr, Hayyam??n önceki eserinde kendisine verdi?i cevaplar do?rultusunda üç felsefi meseleyi ortaya atarak bu konudaki görü?lerini sormaktad?r.
4) Risâletun fi?l-vucûd (Varl?k hakk?nda kitap): Eserin sonundaki sözlerden anla??ld???na göre bu eser de Risâletun fi?lkevni ve?t-teklîfi?nin devam? olup Kad? Ebû Nasr Muhammed bin Abdurrahîm Nesevî?ye hitaben yaz?lm??t?r.
5) Risâletu?z-ziyâi?l-?akl?i fi?l-?ilmi?l-kullî (Küllî ilimlerde akl?n nurlar?): Varl?k ve Tanr??n?n özelliklerinden söz eden bu eser, Risâletun fi?l-vucûd?un devam? gibi görünmektedir.
6) Risâle der ilm-i külliyât-i vücûd (Varl?kla ilgili bilimler hakk?nda kitap): Hayyam??n felsefi konularda Farsça olarak kaleme ald??? tek eserdir. Hayyam bu eseri, ?smaililer taraf?ndan öldürülünceye kadar Sultan Sencer?in vezirli?ini yapan Ebu?l-Feth Muzaffer bin Nizâmülmülk?ün iste?i üzerine kaleme alm??t?r.
7) Risâletu cevâben li-selâsi mesâilin (Üç mesele için cevaplar kitab?): Bu eser, Abdulcebbâr Mo?kevî?nin evrendeki zorunlu çeli?kilerin çözümü konusunda Hayyam?a sordu?u üç felsefi soruya cevap olarak kaleme al?nm??t?r.
8) Risâle der ke?f-i hakikat-i Novrûz (Nevruz gerçe?inin ortaya ç?kar?lmas? hakk?nda kitap): Farsça olarak kaleme al?nan bu eserde, dünyan?n güne?in etraf?ndaki dönü?ünün 365 gün 6 saatte tamamland???, y?l?n tamamland??? bu günü, yakla??k 2500 y?l önce Kral Cem?id?in tespit etti?i ve ona Novruz ad?n? vererek kutlamalar yapt???, ilk ?ran kral? Keyumers?in tahta geçince insanlar?n zaman? anlayabilmeleri için y?l?n ay ve günlerine isim konulmas?n? istedi?i ve böylece y?l?n ba?lang?c?ndan itibaren meleklerin say?s?na göre 12 aya bölünerek adland?r?ld??? ve günlere isim verildi?i, astronomiden faydalan?larak anlat?lmaktad?r.
William Shakespeare, Oscar Wilde, Virginia Woolf, Arthur Schopenhauer ba?ta olmak üzere ünlü yazar ve dü?ünürlerin kad?nlar hakk?ndaki sözlerini derledik.
Ünlü ?airlerimizin Kad?n ?iirleri
Dünya Kad?nlar Günü Nedir ve Neden Kutlan?r?
Kad?nlara Dair Öyküler
On a?z?m da olsa, on dilim de olsa,
Sayamam çevirdikleri dolaplar? kad?nlar?n,
Erkeklerden para s?zd?rmak için.
Ovidius
Mumlar söndü mü, bütün kad?nlar güzeldir. Plutarkhos
K?skanç bir kad?n?n kin dolu karg??lar?
Kuduz köpekten daha beter zehirler adam?.
William Shakespeare
Thomas Eakins, A Rose, 1907
Kad?nlar?n gözya?lar?ndan daha çabuk kuruyan bir ?ey yoktur. John Webster
?ffetli kad?nlar?n ço?u, aramaya kalk??an olmad??? için el de?memi? definelere benzer. François de la Rochefoucauld
Kad?nlar hep a??r?ya kaçarlar, erkeklerden ya daha iyidirler ya da daha kötü. La Bruyère
Bir kad?n size kalbini vermeye görsün, vücudunun öteki yerlerinden asla kurtaramazs?n?z kendinizi. John Vanbrugh
Sir Francis Bernard Dicksee, Portrait of the Hon. Mrs Ernest Guinness, 1912
Erkek ya?ad??? mutluluktan zevk al?r, kad?n ise verdi?i mutluluktan. Pierre Choderlos de Laclos
Di?i karakterin en temel yanl???, adalet duygusu olmamas?d?r. Arthur Schopenhauer
Ba??ms?zl?k Bildirgesi?nde yer alan ilkelerin insanl???n yar?s?yla hiçbir ili?kisinin olmamas? ak?l al?r bir ?ey mi?
Harriet Martineau
Kad?nlar sevilmek için yarat?lm??lard?r, anla??lmak için de?il. Oscar Wilde
Bir kad?n, kendisiyle ayn? ya?taki bir erkekten her zaman daha gençtir. Elizabeth Barrett Browning
Kad?n Tanr??n?n ikinci hatas?yd?. Nietzsche
Herbert James Gunn, Pauline In The Yellow Dress, 1944
Haydutlar ya paran? al?r ya can?n?, kad?nlar her ikisini de. Samuel Butler
Gerçek ya??n? söyleyen bir kad?na asla güvenmemek gerekir. Gerçek ya??n? söyleyen kad?n her ?eyi söyleyebilir. Oscar Wilde
Bugüne de?in hiç yan?tlanmam?? olan ve otuz y?ld?r kad?n ruhunu ara?t?rmama kar??n benim de ?imdiye kadar yan?tlayamad???m o büyük soru ?u: Bir kad?n ne ister? Sigmund Freud
John Lavery, Portrait of Hazel Lavery, 1936
Ne güzellik, ne dilbazl?k. Baz? kad?nlar öyle bir yürüyüp giderler ki, adam?n akl?n? ba??ndan al?rlar. Rudyard Kipling
Güzel kad?nlar? dü? gücü olmayan erkeklere b?rakal?m. Marcel Proust
Tanr? erke?i yaratt? ama bakt? ki yeterince yaln?z de?il, kendini daha da yaln?z hissetsin diye bir e? verdi ona. Paul Valéry
Ço?u kad?n resmedildi?i kadar genç de?il. Max Beerbohm
K?rk be?inde çok güzel bir kad?nd? ve daha uzun y?llar öyle kalacakt?. Anita Brookner
Max Nonnenbruch, Evening By The Lake
Bir erkekle mutlu olmak için onu çok fazla anlamal?, pek az sevmelisiniz. Bir kad?nla mutlu olmak için onu çok fazla sevmeli, ama anlamaya çal??mamal?s?n?z. Helen Rowland
Kad?nlar devrimlerden de, devrimcilerden de nefret ederler. Yumu?ak ba?l?, bankada hat?rl? ve yeme?e asla geç kalmayan erkeklerden ho?lan?rlar. H.L. Mencken
Kad?nlarla erkekler hiç de?ilse bir konuda birle?irler: ?kisi de kad?nlara güvenmez. H.L. Mencken
Vittorio Matteo Corcos, Dreams, 1896
Kad?nlar yüzy?llar boyunca erke?i do?al boyutlar?ndan iki kat büyük gösterme büyüsü ve gücüne sahip birer ayna hizmeti vermi?lerdir. Virginia Woolf
Kad?nlar, erkeklerin tersine önce severler, sonra isterler. Henry de Montherlant
Kad?n do?ulmaz, kad?n olunur. Simone de Beauvoir
Bir kad?nla yaln?zca üç ?ey yap?labilir: Onu sevebilirsiniz, onun için ac? çekebilirsiniz, bir de onu edebiyata dönü?türebilirsiniz. Lawrance Durrell
James Tissot, Spring, 1865
Kar?? cinsin benden daha büyük hayran? olamaz; elimde bunu kan?tlayacak faturalar var. Alan Jay Lerner
Mahkemede kar??la?mad?kça bir kad?n? tan?yamazs?n?z. Norman Mailer
Erkeklerin kad?nlardan daha çok sorunu var. Her ?eyden önce kad?nlara katlanmak zorundalar. Françoise Sagan
Di?i Mozart yoktur, çünkü di?i kar?nde?en Jack da yoktur. Camille Paglia
Hubert Denis Etcheverry, Le dame en bleu, 1930
Bir kad?n kocas?n?n s?k s?k yapt??? esprilere her gülü?ünde ona ihanet eder. Kad?n?na bak?p da, ?Ben onsuz ne yapard?m diyen?? erkek çoktan bitmi?tir. Germaine Greer
Bana sorarsan, azg?n bir kad?na kulak asmamal?,
A????na söyledikleri suya ve rüzgara yaz?lmal?,
Cattullus
Bütün kad?nlar eninde sonunda annelerine benzerler. Bu onlar?n trajedisidir. Hiçbir erkek annesine benzemez. Bu da onun trajedisidir. Oscar Wilde